ILO ÇOCUK İŞÇİLİĞİ 2000-2012: UMUT VEREN İLERLEME
GEZİ PARKI PROTESTOLARI ÜZERİNE BAŞLAYAN OLAYLARLA GÜN YÜZÜNE ÇIKAN ANAYASAL SORUNLAR
Gezi Parkı Protestoları Üzerine Başlayan Olaylarla Gün
Yüzüne Çıkan Anayasal Sorunlar Hakkında Rapor
Burçin Aydoğdu
GİRİŞ
Haziran
2013’te başlayan protesto olayları ve gerek mülki amirlerin, gerekse kolluk
kuvvetlerinin bu protestolar karşısındaki tutumu göstermektedir ki ülkemizde
toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme hakkı başta olmak üzere pek çok
kişilik hakkı ile ilgili anayasal sorunlar vardır. Bu raporda söz konusu anayasal
sorunları, ihlal edilen anayasal haklar bazında ele alacağız.
DENİZ HAYDUTLUĞU ZANLILARININ TUTUKLANMASI, TUTUKLU KALMASI VE NAKLEDİLMESİ
Deniz Haydutluğu Zanlılarının Tutuklanması, Tutuklu Kalması ve Nakledilmesi: Almanya'daki Courier Davası Kararı Hakkında Eleştirel Bir Değerlendirme
Anna Petrig*
I. Giriş; II. Courier Davasının Özeti; III. Deniz Haydutluğu Zanlılarını Tutuklamanın Yasal Dayanağı; A. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Madde 105 Yeterli Yeterli Dayanağı Vermektedir; B. Eleştirel Değerlendirme; 1. Özgürlük Hakkının Bileşenlerinden Biri Olarak Yasallık 2. Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Madde 105 Usul Yönünden Eksiktir; IV. Tutuklu Deniz Haydutluğu Zanlılarına Yönelik Usuli Koruma; A. Courier Davası: Zanlıyı Nakledildiği Devlette Yargıç Karşısına Çıkarmak Yeterlidir; B. Eleştirel Değerlendirme; 1. İlke: Yargısal Denetimi Yakalayan Devletin Yapması; a) Rigopoulos ve Medvedyev: Konuyla Örtüşmeyen Vakalar; b) 'Yargıç Yargıçtır' Önermesine Karşı Çıkan Argümanlar; 2. Yaklaşımlar: Deniz Haydutluğu Zanlılarının Ne Zaman ve Ne Şekilde Yargıç Karşısına Çıkarılacağı; a) İlk Tutuklamanın Hemen Ardından Zanlının Yargısal Denetimden Yararlandırılması; b) Dinlenilme Hakkından Yararlandırma; V. Sonuç.
I. Giriş
Denizde devriye gezerek ulusal ya da çok uluslu deniz haydutluğuyla mücadele misyonlarına katılan devletler, ele geçirdikleri deniz haydutluğu zanlılarını kendi ceza mahkemelerinde yakalama isteğine ve kabiliyetine yalnızca istisnai hallerde sahiptir. Zanlıları bölgede, deniz haydutluğuna karşı hassas olan bir üçüncü devletin kovuşturmasına nakletmeyi tercih etmektedirler. Halihazırda geçerli olan bu nakletme uygulamaları ve zanlıları kovuşturmayı yürütecek bir merciye teslim edene kadar tutukluluğu sürdürme uygulaması, insan hakları hukuku yönünden, özellikle de geri göndermeme ilkesi ve özgürlük hakkı açısından pek de problemsiz bir yöntem değildir. Almanya’da Köln'deki yerel idare mahkemesinin 2011'in sonlarında1 Courier davasında verdiği karar bu meselenin sadece akademik bir mesele olmadığını göstermiştir: Somali körfezi açıklarında ve bölge genelinde deniz haydutluğuyla mücadele operasyonlarında yer alan devletler asgari insan hakları standartlarına uymamaktan pekala sorumlu tutulabilir; hukuk, hiçbir ülkenin sınırları içinde yer alamayan, denizcilik çerçevesinde yürütülen çok uluslu bir operasyonun bir parçası olarak uygulanmakta olsa bile bu değişmez.
SOMALİ’DEKİ DENİZ HAYDUTLUĞU
SOMALİ’DEKİ DENİZ HAYDUTLUĞU
Burçin Aydoğdu
GİRİŞ
Deniz haydutluğu, günlük dildeki ifadesiyle korsanlık, tarihte kaldığı sanılan fakat 2000’lerden sonra çıkan Somali korsanları haberleriyle tekrar gündeme gelen bir örgütlü suç türüdür. Dünyadaki tüm ticaret gemilerinin etkilendiği bu vakıadan, Türkiye’nin büyümekte olan ticaret filosu da çeşitli defalar etkilenmiş, gemilerin ve personellerinin rehin alındığı deniz haydutluğu vakaları yaşanmıştır.
Bu gelişme karşısında deniz ticaretine önem veren bazı ülkeler münferiden inisiyatif alarak ama çoğunlukla Birleşmiş Milletler’in çağrısıyla koordinasyon kurarak Somali açıklarındaki deniz haydutluğu vakalarına karşı silahlı ve hukuki mücadele başlatmıştır ve buna Türkiye de kendi deniz gücüyle katılmış, azımsanmayacak yararlılıklar göstermiştir.
İşte bu çalışmada 21. yüzyılda dirilen deniz haydutluğunu, Somali’de meydana gelen deniz haydutluğu olaylarının sebeplerini ve niteliklerini ve deniz haydutluğu ile mücadele için silahlı kuvvetlerini görevlendirmiş olan Türkiye’nin hukuku açısından bu faaliyetlerin niteliğini ele alacağız.
TELEFON KAYITLARININ DELİL NİTELİĞİ
ŞİKE SORUŞTURMASI TAPELERİNİN DELİL NİTELİĞİ
Burçin AYDOĞDU
Şike soruşturması hem yerel mahkeme düzeyinde hem de yargıtay düzeyinde kesinleşmiş ve suç örgütü lideri Aziz Yıldırım başta olmak üzere çok sayıda spor yöneticisinin suçluluğuna hükmedilmiş bulunmaktadır.
Ancak yargıtayın gerekçeli kararının açıklanmasından sonra gündeme gelen yeniden 'yargılama modası' talepleri ile bağlantılı olarak yargıtay kararına yönelik başı eleştiriler yöneltilmektedir. Bu eleştirilerin temel argüman da şu: telefon dinlemeleri delil olarak kullanılamaz. Bu iddiaları ve bu iddialarda gözden kaçırılan noktaları kısaca ele almaya çalışacağız.